12.09.2025 - Baden-Württemberg / İnsanlar da balıklara benzer. Kimisi taş balığıdır hareket etmez pek, gezmeyi, değişikliği sevmez, heyecan aramaz, stabiliteyi sever. Kimisi daha pelajiktir macera arar, kafası eser basar gider uzak diyarlara. Kimisi göç eder sürekli ama aslında aynı yerleri dolaşır durur. Kimisi yer kendisinden küçükleri acımadan boyuna bakmadan lüfer gibi. Kimisi boyuna ve gücüne rağmen yine de küçücük yemlerin peşindedir sazanlar gibi. Kimisi hırçındır bölgesini ailesini korumak için agresiftir. Kimisi dönüp bakmaz arkaya oltadan kurtuldu mu basar gider, bir daha göremezsin. Biz de bir önceki aspius avımızdan sonra bir taş balığı gibi düşünerek aynı merada kış gelene kadar avlanmayı planlamıştık. Ta ki sürekli o merada avlanan hırçın ve agresif başka bir balıkçıyla yollarımız kesişene kadar. Oltamızı adamdan önce biraz önüne attık diye demediğini bırakmamıştı. Ona hiç bulaşmama düşüncesiyle nehrin daha turistik şehir merkezi taraflarında denemeler yapmıştık ama sonuç alamamıştık. Hem meranın çok ayakaltı olması hem de o kendi balıkçı sanan adamla karşılaşmak istemediğimizden dolayı yeni mera arayışlarına başlamıştık. Bu sırada aspius balığı hakkında araştırmalarımızı devam ettiriyor, bölgedeki tanıdığımız balıkçılarla fikir alış verişinde bulunuyorduk. Aklımızda şu ana kadar tuzlu suda dahi pek verim alamadığımız suüstü sahteler vardı. Bu yöntemi denemek için dün nehrin daha üst kesimlerinde bir baraj alt suyuna gitmiştik. 2 kg civarı bir aspius, karaya alırken kafa atıp Rapala Precision Xtreme 87yi yanında götürünce, bu avcılık sisteminin çalıştığını ilk kez tecrübe etmiş olduk. Bugün sabah ilk iş 2 saat uzaklıktaki balık malzemecisine gittik ve çalıştığını kanıtladığımız bu yemden edindik. Mühimmat tamamdı savaşa hazırdık. Eve gelip biraz dinlendikten sonra saat 3.30 gibi tekrardan yola koyulduk. Toplu taşımayla balığa gitmeyi her ne kadar sevmesek de saat 16.30 gibi meraya vardık ve atışlara başladık. Dün balık yemi götürünce çeşitli yemler denemiş ama verim alamamıştık o yüzden bugün dün kaybettiğimiz yemin aynısından takarak ava başladık. Yeme daha alışık olmadığımızdan doğru aksiyonu bulmamız, misinayı iğnelere dolandırmadan walk the dog yapmaya alışmamız biraz zaman aldı. Her su üstü sahtesinin aksiyonu kendine özgüydü. Attığımız yer barajın suyunun döküldüğü yere 100 metre mesafedeydi ve akıntının geliş yününe doğru atış yapıyorduk. Yani attıktan sonra yem bize doğru akıyordu bu yüzden normalde olduğundan da hızlı aksiyon vermeliydik ki misinada boşluk olmasın. Daha iki gün önce sardırdığımız 330 metre ipin 60-70 metre kadarı dibe takılmalarda schocktan kopmadığı için bir önceki gün gitmişti ve makine biraz boş gözüküyordu ama olsun, atış mesafesi biraz düşse de takım sağlamdı balığı alacağımıza inanıyorduk. Bu sefer dünkü gibi balığı kaldırıp almaya çalışmayacaktık, kepçemizi de yanımızda hazır bulundurmuştuk. Derken ilk hamle geldi. Bu sevindiriciydi. Demek ki balıkların dikkatini su üstüne çekmeyi başarmıştık. Su üstü avcılığının en güzel yanları dibe takılma riskinin olmaması, vuruşları ve takipleri gözle görebiliyor oluşumuzdu. Kamışı dikey değil de yan tutarak hafif jerklerle wtd aksiyonu verirken o büyülü vuruş geldi. Balık ilginç bir şekilde pek kalama almadan bize doğru yüzdü ve kuvvetli akıntıda uzaklaşmasına izin vermeden kepçeleyip karaya aldık. Dünkü balığı akıntıda kepçesiz kaldırırken kaçırmıştık, bu sefer buna izin vermemiştik. Hatalarımızdan ders çıkarmıştık belki, belki de şanslıydık sadece. Bu harika bir rapfen balığıydı. Hemen fotoğraflayıp sevip ait olduğu yere gönderdik. Sonra uzun bir süre güneş batıncaya kadar başka vuruş alamadık. O sırada yanımıza Faslı bir adam ve iki çocuk geldi. Ellerinde bir şamandıralı takım ve bir de feeder kamışına benzer bir kamış vardı. Pek profesyonel değillerdi ama yine de balıkçılıktan anladıkları belliydi. Zaten balıkçılık lisansı almak için sınavdan geçmek gerekliydi, o yüzde eline her olta alan balığa gidemiyordu Almanya’da. Biraz sohbet ettikten sonra yanımızdan atışlar yapmaya ve gobi balıkları yakalamaya başladılar. Biz de baraja doğru atışlar yapıyor tak tak tak su üstünde resim çiziyorduk rapalamızla. Güneş dağların arasından kaybolana kadar vuruş veya herhangi bir hareket olmadı ama güneş kaybolur kaybolmaz balık da aktif olarak avlanmaya başladı. Pek zaman geçmemişti ki ikinci vuruşu aldık, bu seferki balık çok daha iriydi ve kuvvetli basıyordu. 5 dakikalık bir mücadelenin ardından kıyıya yaklaştırmıştık ki misina bir anda boşaldı. Balığı kaybetmiş olsak da yem hala oltadaydı, demek ki düğümlerimiz, kalama ayarımız  ve takımımızda bir hata yapmamıştık. Klipsi ne olur ne olmaz diyerek tekrar bağladık ve alacakaranlıkta atışlara devam ettik. Derken o büyülü vuruş geldi. Müthiş kuvvetle asılan bu balık dün kaçırdığımızdan da büyüktü, kalama almasından anlayabiliyorduk. Balığı yoracağız diye kalamayı açsak balık nehrin aşağısına doğru akacak, oradan da çekmek neredeyse imkansız olacaktı. Çünkü güçlü akıntı nedeniyle iki kilo üstü ağzını açan bir balık hareket etmese bile kalama alacak kuvvet yaratıyordu akıntıya karşı. Biz de kalamayı olabildiğince kapatarak yükü kamışa bindirip balığı yormadan kıyıya yanaştırmaya çalıştık. Az ilerden balığı yaklaştırınca Faslı Abi’nin de kepçelerkenki yardımıyla türünün en güzel örneklerinden biri olan rapfen (aspius aspius) balığını karaya almayı başardık. Bu ortalama salı günü yakaladığımız kadar 60cm+ boyda 4 kilo civarı güzeller güzeli bir balıktı. Fotoğraflarla bu anı ölümsüzleştirip ava devam ettik. Avın devamında başka hareket olmayınca saat 8 gibi avı sonlandırdık ve artık iyice kararmış olan havada evin yolunu tuttuk. Hem ilk hatırı sayılır su üstü avımız olasından hem de tuttuğumuz birbirinden güzel iki aspius balığından dolayı bu av unutulmaz bir anı olarak kalacak. Bu keyifli avın raporunu noktalarken oltamıza gelen ve gelmeyen bütün balıklara, Faslı Abi’ye ve verdiği taktiklerden dolayı buradaki yerel balıkçı arkadaşlarımıza sonsuz teşekkürler. Oltanız suda balığınız bol olsun.


Daiwa Lexa Travel-Spin 240cm 15-40g

Daiwa Fuego LT 3000DC

Daiwa J-Braid Chartreuse X8 0,18mm

Daiwa Prorex Fluorocarbon Leader Super Soft 0,36mm

Rapala Precision Xtreme Pencil 87, Firetiger











Bu blogdaki popüler yayınlar