20-26.08.2018 / Çanakkale – Yine gelmiştik Güneş’le Ay’ın
arasındaki muhteşem meralarımıza, bizi bekleyen meraklı balıklarla yeniden
buluşmaya, eski avlarımızı anıp yenileri için yeni maceralara atılmaya. Ve
bunun için yine o efsanevi yerdeydik: Çanakkale’deydik. 6 günlük av maceramızda
akşamları gerçekleştirdiğimiz spin avlarımız ve Vedat Usta’yla yaptığımız tekne
avımızı bu yazıda ele alacağız. Sabahın ilk ışıklarından daha dağların bile
haberi bile yokken Necmi Usta’yla çıktık yola. Limana doğru yola çıkarken
kafamızda o gün tutmayı planladığımız sinaritler, dev trançalar ve çipuralar vardı.
Necmi Usta yanında 16 tane kadar canlı sübye getirmiş, onları limandaki livara
koymuştu önceki akşam. Güneş dağların arasında belli belirsiz gülümserken
sübyeleri limandaki livardan çıkarıp teknedeki livara koyduk. Ama gece bu
kafadan bacaklı şirin ve meraklı canlılar aç kalmış olmalılar ki kendi
aralarından iki tane sübyeyi akşam yemeği olarak yemişlerdi. Dört tane sübye de
o kadar sersemlemişti ki hiçbir canlılık belirtisi göstermiyorlardı. Sübyelerimizin bu haline çok üzülsek de
meraya doğru yol almaya devam ettik. Meraya geldiğimizde hemen canlı sübye
takımlarımızı hazırlayıp hedeflediğimiz meranın üzerine sübyeleri takıp
indirdik. Sanki aşağıdaki aç küçük balıklar bizi bekliyorlarmışcasına yemlerimi
tırtıklamaya başladılar. Zaten sersemlemiş olan gariban sübyelerin kurşunun
arkasındaki 2 metrelik köstekle bu balıklardan kaçma olasılığı yoktu. O yüzden
sübyelerimizi bu küçük balıklara yem etmeye başladık. Tam o sırada Necmi Usta
çıkrık makinesiyle yavaşça sarmaya başladı. Hiç aldım diye bağırmayan Necmi
Usta balığı kaçırınca bütün o sessiz heyecanı ve mutluluğu da yok olup gitti.
Kaçan tahminen 2 kilo civarı bir sinarit veya trançaydı. Ama onun bu kırgınlığı
çok uzun sürmeyecekti. Az sonra çok daha büyük bir balık yakalamayı başardı ama
o mücadelenin kazananı da yine kaçan balık oldu. Biz de aşağıdaki küçük
balıkların yemlerimizi tırtıklamasına nasıl bir çözüm bulsak diye düşünürken
sübyenin kollarına taktığımız iki iğneye iki küçük iğne daha bağlayıp sübyemizi
dibe indirdik. Ve o balıkları yakalamayı başardık. Bu yöntemle iki tane iskataros
yakalamayı başardık. Ardından Necmi Usta ortalama 1.5 kiloluk bir sinarit ve
bir trança almayı başardı ve sübyelerimiz bitince karaya döndük. Bu avın
ardından canlı yemin büyük balık avında ne kadar önemli olduğunu öğrenmiş
olduk. Ertesi akşam bu yüzden kıyıdan kalamara denemeye karar verdik ve akşam
yemeğinden sonra spin takımımıza taktığımız üçlü kalamar takımımızı bize
gülümseyen ay eşliğinde karanlık sulara yolladık. Dikey aksiyonlar vererek
kandırmaya çalıştığımız kalamarları son atışa kadar yakalayamayınca tam gitmek
üzereyken son bir atış daha yapmaya karar verdik ve beklediğimiz vuruş geldi.
Artarda gelen iki kalamarın ardından başka vuruş alamayınca avımızı
sonlandırmaya karar verdik. Ertesi akşam da yine kıyıdan spin takımlarımızla
atçek yaparken güzel bir melanur yakalamayı başardık. Kendi boyundan biraz daha
küçük olan rapalaya atladığı için bu melanuru tebrik edip bir dahaki sefere
daha dikkatli olmasını söyleyerek ait olduğu karanlık sulara geri yolladık. Av
maceramızın son gününde de Savage Gear Jerk Minnow ile gerçekleştirdiğimiz spin
avımızda ilk atışta muhteşem güzellikte bir zargana balığı yakalamayı başardık.
Oltanız suda, balığınız bol olsun.
Okuma Dead Ringer 258cm 12-45g
Okuma Ceymar c-40
Savage Gear Finezze HD-4 Braid 0,19mm
Raiglon Power Accel Fluorocarbon Shock Leader 0.37mm
Savage Gear Sandeel Jerk Minnow 145mm 14g (White Flash)
Kendo Haryu 125f 14.8g (No.13)
3’lü kalamar zokalı kalamar takımı
Okuma Sarasota 180cm 20-50lb
Okuma Azores Blue-4000
Sea Knight Monster W8 0,23mm + Take Akashi Fluorocarbon
0,50mm
Canlı Sübye Takımı +300gram kurşun + Canlı sübye