25.05.2021 / İstanbul – Bugün sabah yola çıktığımızda geçen hafta ilk kez karşılaştığımız dönüş balığıyla bir kez daha buluşmak vardı aklımızda. Uzun yoldan gelen lüferleri hak ettikleri şekilde karşılamak için en güzel takımlarımızı, en keskin iğnelerimizi, en görünmez misinalarımızı hazırlamıştık. Sabah yine limandan geçen hafta olduğu gibi gün aydınlanmadan yola koyulduk. Ufukta batan ay geceyi ışıksız bırakmıştı. İlk hedefimizde sardalayalar vardı. Sardalyayı bulmak için meraya kadar yol aldık ve güneş kendini göstermeden oltamızı attık. Geçen sefere göre çok daha hızlı akan bir akıntı ve esen bir poyraz söz konusuydu. Balığı bulunca çaparimizle sardalyaları yakaladık ve olabildiğince kendilerine paşalar gibi davranarak livara yolladık. Sonuçta onlara ne kadar iyi davranırsak, lüferlerin ağzına o kadar layık olacaklardı. Güneş yükselmeye başladığında yeterince sardalya yakaladığımıza kanaat getirip lüfer yakalayacağımız meraya doğru yola koyulduk. Akıntı şiddetliydi. 500 gram kurşun bile dibe zor iniyordu. Bu zor şartlarda av yapabilmek için aynı anda oltalarımızı dibe yollayıp aynı anda çekmemiz gerekiyordu. Biz de öyle yaptık. İlk başta bu zorlayıcı şartlara alışmak biraz zor olsa da balığı bulmayı ve almayı başardık. Balık geçen haftaya göre daha seyrekti ama yine de canlı sardalyaları görünce hiç affetmiyorlar, anında mideye indiriyorlardı. Avın sonuna doğru Okuma Azores 55 makine dişli sıyırmaya başladı. Her türlü zorluğa rağmen verimli ve çok keyifli bir av yaptık. Toplamda 45 kadar sarıkanat, 15 kadar da lüfer yakalayıp saat öğleye yaklaşınca karaya döndük. Bu avın gerçekleşmesini mümkün kıldıkları için dünyadaki bütün lüfer sülalesine ve Hasan Kaptan’a sonsuz teşekkürler. Oltanız suda, balığınız bol olsun.

El oltası + Kurşun + Canlı Sardalya

Okuma Sarasota 180cm 20-50lb
Okuma Azores Z-55s
Okuma Ft-4 0,235mm
Take Akashi Fluorocarbon 0,50mm
500 gram kurşun + Canlı Sardalya


















Bu blogdaki popüler yayınlar