23.08.2023 / Baden-Württemberg - Çok düşünmemek lazım bazen, çok karıştırmamak. Bazılarının uğruna büyük emekler verip aylarca, yıllarca uğraştığı hayallere; kimiler tek bir günde sahip olabiliyor bazen ya da doğuştan sahipler zaten. Balıkçılık da böyle bir uğraş aslında. Şans faktörü, iyi malzeme, optimum hava şartları derken, tamam iyi de; merada balık yoksa hiçbir anlamı yok emek harcamanın. Biz de geçen haftalarda gerçekleştirdiğimiz güzel alabalık avının ardından yeniden aynı merada bir kez daha av yapmaya karar verdik. Hedef balığımız belliydi: Gökkuşağı alabalığı. Hava sıcaklığı ava gideceğimiz gün 30 derecenin üzerindeydi. Av meramız ücra bir köyde bir dağın eteğinde olduğundan ve henüz araba sürme iznini alamadığımızdan otobüsle gidecektik. Önceki hafta sonu bisikletle gitmeyi planladığımız alabalık merasına gitmekten tembellik edip vazgeçmiştik, çünkü zaten hafta içinde gideceğimiz bu merada balık alacağımızdan emindik. Saat 10 gibi alabalık avı için pek de uygun olmayan bir saatte meraya vardık. Hava basıncı 1020 hPa’nın üzerinde ve yükseliyordu. Sıcak kendini hissettirmeye başlamıştı ve gölgeden çıkınca günesin altında en fazla 2-3 dakika durulabiliyordu. Açıkçası hava şartları balık avcılığı için pek de uygun değildi. 0.18’lik ipimiz (her ne kadar önüne 0.20 civarı shock leader yapsak da) ve aslında deniz suyu avcılığı için zamanında edindiğimiz minik jiglerimiz (ege kıyılarında sinarit ve fangri kovalama hayaliyle almıştık vaktiyle) de alabalık avı için optimum malzemeler değillerdi. Ama balık avcılığında en önemli faktör bizden yanaydı: Merada balık vardı, hem de ne balık. Ava küçük bir kaşıkla başladık. Daha kaşığımızı atar atmaz aç bir alabalık yeme daha neredeyse yem suya düşer düşmez saldırdı hemen tasmaladık, kalamayı da açıp 30luk makineyle mümkün olduğu kadar alabalığın misina almasına izin verdik. Kısa bir mücadelenin ardından balık kepçedeydi. Nasıl bir güzellikti bu. Bu gökkuşağı alabalığı; benekli derisi, parlak pulları ve o açık gri, pembemsi rengiyle doğanın bütün ihtişamını özetliyordu. Avlandığımız merada yakala bırak yapmak yasak olduğundan balığı alıkoyduk ve ava devam ettik. Merada iyi balık olduğundan ve biraz daha teknik bir yöntemle balık avlama arzusunda olduğumuzdan dolayı küçük jiglerle denemeler yapmaya karar verdik. Vuruşlar alıyorduk ama balıklar nedense jigin assistine bir türlü yakalanmıyorlardı. Anlaşılan deniz balıkları gibi jigin kafa tarafına hedef almıyorlardı yeme saldırırken. Altına takacağımız üçlü bir iğneyle o saldıran bütün alabalıkları yakalayacağımızı bilsek de yine de assist iğneyle ava devam etmeye karar verdik. Balıklar zebra glow çizgili mavi jigimizi görünce çılgına dönüyorlardı, ikili üçlü şekilde yemi takip ettiklerini görebiliyorduk. Bu yöntemle balıkları yakalamamız çok sürmedi. Yakaladığımız balıklardan sonra kullandığımız sahte yemi değiştiriyorduk. Farklı yemleri deneyerek sonuç almaya çalıştık. Şaşırtıcı şekilde küçük jig ve kaşık gibi metal yemler çok iyi sonuç vermesine rağmen, takiplerin yokluğundan da anlaşılacağı üzere döner kaşık türevi (bulunduğumuz bölgede spinner da denir) ve küçük silikon gibi yemlere balığın ilgisi daha azdı. Öğlene doğru iyiden iyiye sıcak bastırınca biz çoktan gecen seferki kadar beş adet iri alabalık yakalamıştık bile. Gözlemlerimize göre bu sıcak öğlen saatlerinde alabalıklar gölgeli bölgelerde yüzeye yakın yerlerde pasif şekilde asılı kalarak dinlenmeye geçiyorlardı. Avı bir balık daha yakalayıp sonlandırmaya karar verdik. Ama gitmeden önce bu son alabalığımızı yakalarken bir deney yapacaktık. Hep çok tartışılan bir konu vardır sportif spin balık avcılığı camiasında; sahte yemin rengi mi aksiyonu mu diye. Madem merada balık popülasyonu yüksekti, biz de daha önce iyi calıştığını bildiğimiz bir küçük metal kasığın başka bir rengini deneyecektik ve balıkların ne tepki vereceklerini görecektik. Çantamızda ayni kaşığın en az sekiz farklı rengi olduğundan nispeten kontrollü bir deney yaptığımız söylenebilirdi. Ve gördük ki ne renk atarsak atalım, eğer sahte yemin yüzüşü balığın ilgisini çekiyor ise yeme saldırmadan önce balık (en azından alabalık) ağzına alacağı sahtenin rengini pek de umursamıyordu. Son balığımızı da siyah mor renkli pek de parlamayan bir küçük kaşıkla yakaladık ve avı sonlandırdık. Bu yakaladığımız alabalık diğerlerinden biraz daha iriydi ve sudan yeni çıktığından güzeller güzeli pulları diğer balıkların arasında daha açık ve parlak bir renkte parıldıyordu. Alabalık avcılığında sahte yem kullanımı konusunda aksiyon mu renk mi sorusuna verdiğimiz cevap aksiyon olmuştu. Dönüş yolunda ellerimizde kepçe, balıklar, sırt çantası ve olta olunca otobüstekiler meraklı gözlerle bize bakıyorlardı. Neticede bugün birbirinden güzel 6 iri boy gökkuşağı alabalığı yakaladığımız ve üstüne üstlük alabalıklara shore jigging yöntemini tanıttığımız: ) unutulmaz bir av gerçekleştirmiş olduk. Bizi bugün ziyarete gelen ve gelemeyen bütün balıklara sonsuz teşekkürler. Oltanız suda balığınız bol olsun.
Daiwa Lexa Travel-Spin 240cm 15-40g
Daiwa Fuego LT 3000DC
Daiwa J-Braid Chartreuse X8 0,16mm
Shock Leader 0,20mm civarı
Xtreme Tackle Trout Spoon
Savage Gear Psycho Sprat Zebra Blue 8gr
SAME Minnow Jig 14g