29.09.2023 – Istanbul / Olmayan balığı tutmaya çalışmak olan balığı tutamamaktan daha zordur. Nicedir denemek istediğimiz Istanbul Boğazı’ndaki gemi batıklarına gece teke ve karidesle yemli takım indirip mercan ve eşkina balıklarını kovalama fikrini Yıldıray Kaptan’a bahsedince o batıkların Boğaz’ın kanal diye adlandırılan bölgesinde olduğunu ve gemilerin geçit yolu olduğundan sahil güvenlik denetiminde olduğunu öğrenmiştik. Bunun yerine tek tük lüfer başladığını ve Almanya’ya dönmeden yapacağımız son avımızda canlı yemle lüfere çıkabileceğimizi söyledi. Bu İstanbul’un kim bilir ne gizemler barındıran akıntılı sularına veda etmek için harika bir fikirdi. Planımız sabah gün ışırken denize çıkmak ve kız kulesinin etrafındaki 10-15 metrelik nispeten sığ suda livardaki sardalyaları kullanarak lüferin üstüne inmekti. Limana sabah 6 ya doğru vardık ve bardaktan boşalırcasına yağmur yağıyordu. Arabada mahsur kalmıştık. Yağmurun biraz dinmesini bekledik ve saat yediye doğru denize çıkmayı başardık. İstanbul bütün ihtişamıyla ve güzelliğiyle bizi karşıladı. Bir yanda Topkapı ve Ayasofya, bir yanda boğaz köprüsü ve öbür yanda Kız kulesi. Böyle bir atmosferde olta sallamak hiç balık yakalayamasak da unutulmaz bir deneyimdi. Bazı deneyimler ve anlar vardır ki ikinci ve üçüncü defa yaşanınca ilk defaki heyecanı yaşatmazlar. Boğazda canlı yemle lüfer avcılığı ise her seferinde neredeyse aynı coşkuyu ve duygu yoğunluğunu yaşatan nadir av disiplinlerinden birisidir. Meraya varınca livardaki sardalyalarımızı 0.25 mm flourocarbon misinadan yapılmış üç iğneli canlı lüfer takımlarına taktık ve 250 gram kurşunla suyla buluşturduk. 10 metre suya 250 gram kurşunla iniyorduk. Çok geçmeden ilk balığı almayı başardık. Yıllardır İstanbul’un belki de sportif balıkçılık anlamında en değerli balığı, o saldırgan tavırları ve sapsarı güzeller güzeli gözleriyle lüfer; oltadaydı. Oltaya vuruşu, yeme saldırışı ve tekneye çekildikten sonra yenilgiyi kabul edişi hep kendine hastı. İlk balığın ardından hevesle oltalarımızı yemleyip beklemeye başladık. Su çok hızlı akıyordu. Birkaç yem ve takım yedirdikten sonra ikinci üçüncü ve dördüncü balığı da tekneye aldık. Saat 8’e geliyordu. O sırada kofana olduğunu tahmin ettiğimiz irice bir balık kaçırdık. İlk başta sanki oltayı bir yere takmışçasına gelen ani vuruş ve biraz çektikten sonra boşalan olta teknede iyi heyecan yaratmıştı. Livardaki sardalya balıkları azalmaya başlayınca iri gümüş balığını yem olarak kullanmamayı denedik ama sonuç alamadık. Sardalya ve tirsi gibi pullu balıklar canlı yemle lüfer avında ilk tercih olarak kullanılıyordu. Belki yeni tutulmuş sardalya ya da zargana kullanmış olsaydık daha verimli bir av yapma şansımız olabilirdi. Livardaki son sardalyaların biriyle de bir lüfer yakalamayı başarıp güzelliği livara, arkadaşlarının yanına gönderdik. Beşinci balığın ardından başka sardalyamız kalmadığından ve livardaki diğer türler (gümüş, kefal, istavrit) lüferlerin ilgisini pek çekmediğinden sardalya aramaya koyulduk. Daha derin sularda dolaşıp pullu küçük balık sürülerini bulmaya çalıştık ve nispeten başarılı olduk. Birkaç sardalya yakalayıp tekrardan lüfer merasına döndük. Sabahki meramızda vuruş almayınca daha da sığ sularda denemeler yaptık. Tam sohbet ederken sağlam bir vuruş ve günün son lüferini almış olduk. Saat 11’e gelirken avı sonlandırmaya ve karaya dönmeye karar verdik. İstanbul’a, tarihin medeniyetle kesiştiği bu renkli güzel şehrimize; lüferlere, boğazın tek ve gerçek sahiplerine ve memleketimizin gizemli ve kim bilir anlatılmamış ne hikâyeleri içinde barındıran sularına tekrar ne zaman görüşeceğimizi bilmeyerek veda ettik. Avın sonucunda karaya dönerken livarda birbirinden güzel 6 lüfer bütün heybetiyle yüzüyordu. Bu avın gerçekleşmesindeki emekleri ve ayırdığı zaman için Yıldıray Kaptan’a, oltamıza gelen ve gelmeyen bütün balıklara sonsuz teşekkürler. Oltanız suda balığınız bol olsun.
Okuma Sarasota 180cm 20-50lb
Okuma Azores Z-55s
Okuma Ft-4 0,235mm
Take Akashi Fluorocarbon 0,50mm
250 gram kurşun + Canlı Sardalya
Okuma Convector Tai Rubber
205 cm 30-170 g
Okuma Convector CV-354
Okuma X-PE Dynema 0.18 civarı
+ shock leader
250 gram kurşun + Canlı
Sardalya