29.08.2025 - Muğla / İki aylık bir aranın ardından yeniden ülkemizin sularına dönmüş, oltalarımızı kimi zaman gizemli kimi zaman büyüleyici maviliklerde hayalimizdeki balıklarla buluşturmanın planlarını yapıyorduk. İlk hafta İstanbul’daki meralarımızda bolca bulunan kefal balıklarıyla güzel ve eğlenceli buluşmalar gerçekleştirdik. Önce birkaç parça ekmek atarak sürünün ilgisini çekiyorduk. Ardından LRF takımıyla tek iğneli sisteme bazen bir kıstırma kurşun takarak bir küçük ekmek içi parçasını balıklara ulaştırıyorduk. Bu yöntemle her akşam 2-3 balık aldığımız randımanlı avlar yaptık. Sabahları merada mırmır olduğu söylentilerinin gelmesiyle bir sabah da silikon yemlerle mırmıra denemeye karar verdik. Sabah sekiz gibi merada olduk. Berkley Gulp ile bir mırmır yakalamayı başarsak da kısa bir mücadelenin ardından balık kurtulmayı başardı ve biz de balıksız bir şekilde evin yolunu tuttuk. Bu sırada aklımızda gördüğümüz vatozlar kalmıştı. İstanbul her ne kadar denizle iç içe bir şehir olsa da özellikle yaz aylarında sportif balıkçılık anlamında bizi tatmin etmiyordu, her balığın avcılığı bizim için eşsiz olsa da sistematik şekilde hayalimizdeki iri balıkları tutmamız burada neredeyse imkansızdı, daha sıcak sulara inmenin vakti gelmişti. Ve rotamızı daha önce unutulmaz avlar yaptığımız Bodrum’a çevirdik. 

Bodrum beklediğimiz ve alışkın olduğumuzun aksine öyle yakıcı derecede sıcak değildi ve bu meralarımızda daha fazla vakit geçirmemize olanak verdi. İlk günler kıyıdan LRF sistemiyle denemeler yapmamıza rağmen iri bir sarı turna ve aç bir lokum balığı hariç balık almayı başaramadık. O sırada nice zamandır tanıdığımız ama bir türlü beraber av yapma fırsatı bulamadığımız usta balıkçı Burçin Abi’nin de Bodrum’da olduğunun haberini aldık. Kendisi bu bölgede gerek kıyıdan gerek tekneden trofe avlara imza atmış deneyimli sportif bir balıkçıydı. Hemen görüşüp planlarımızı yaptık ve bir gün kofana bir gün kırmızıya çıkmak üzere sözleştik. İlk gün sabah 6’da limanda Ahmet Kaptan’la buluşup vakit kaybetmeden benzin ve buz tedarik ederek yola koyulduk. Önce tirsi yakalamaya gittik ve güneş doğana kadar beyaz çapariyle 50-60 parça tirsi yakalayıp meraya doğru yola koyulduk. Yolda uzun bir yolculuğa çıkmış bir caretta carettaya rastladık. Meraya vardığımızda bizden önce gelmiş üç tekne vardı ve birisi iri bir balık çekiyordu. Kısa bir mücadelenin ardından 4-5 kg lık dev kofananın tekneye girmesi uzun sürmedi. Av verimli geçecek gibiydi. Merada sanal çapayla istediğimiz noktada demirleyip stoper, 60 gram kurşun, bir kulaç beden ve 3/0 iğneden oluşan takımımızı canlı tirsiyle yemleyip dibe yolladık. Daha atar atmaz Ahmet Kaptan’ın oltaya iri bir balık vurdu. Sağlam kafa atıyordu ve basmasından kofana olduğu belliydi. Balığa pek fırsat vermeden Ahmet Kaptan balığı yüzeye getirdi ve hemen kepçeleyip balığı tekneye almayı başardık. Av güzel başlamıştı. Ne yazık ki av aynı randımanda devam etmedi ve uzun süre başka vuruş alamadık. Derken Burçin Abi’nin kamış bir anda büküldü, vuranın ne olduğunu ilk başta anlayamadık çünkü kofana gibi basmıyordu ama olta bir yere takılmış gibi de değildi, hareket ediyordu. Tam çekmeye başlamıştı ki bir anda olta boşaldı ve balığı kaybettik. Buna yanarken aynı şey tekrar yaşandı ve tekrar yaşandı. Sanki uçan bir halı ısrarla Burçin Abinin takıma biniyordu her acıktığında. Bu vatoz olmalıydı. Dördüncüde balığı yukarı kadar çekti ve tekneye çıkarmasak da görüntü almayı başardık. Bu düşündüğümüz gibi iri bir vatozdu. Avın devamında çiftliklerin etrafındaki iri kefalleri ve yerel balıkçıların Cafer ismini taktığı bir Akdeniz Fokunu görme fırsatımız oldu. Her ne kadar ısrarla denesek de o gün başka vuruş alamadık ve avı sonlandırdık.

Ertesi gün aynı saatte üçümüz bu sefer de kırmızı balık hedefiyle denizdeydik. Teknemiz yarımadanın uzak köşelerine daha bakir meralara doğru yola koyuldu. Yolda durup yerel ağ balıkçılarından iri canlı jumbo karides temin ettik. Yolda birkaç parça tirsi yakalarız umuduyla çapari yapsak da vuruş alamadık. İlk gittiğimiz mera bir burnun açığıydı. Burada daha önce iri balıklar çıktığını biliyorduk ve canlı yemle şansımızı deneyecektik. Kullandığımız takımların bir önceki günden tek farkı bedenin daha kısa olması ve tek iğne yerine arka arkaya bağlanmış iki 3/0 iğne kullanılmasıydı. İğnelerden biri jumbo karidesin kuyruğunun altına diğeri ise sert derisine takılıyordu. Bu sayede hem karides uzun süre oltada canlı kalıyor hem de iğneden kolay düşmüyordu. Bize eşlik eden bir tekne daha vardı, minn kotası bozuk olduğundan bize bağlanmıştı. Sabah su durgundu ve bu merada güneş iyice yükselip rüzgar çıkana kadar avlandık. Tek balık Burçin Abi’ye gelen bir antenli mercandı. Aradığımız iri balıkları burada bulamayınca limana daha yakın olan başka bir meraya geri döndük ve orada çalışmaya devam ettik. O sırada bize eşlik eden teknenin motoru bozuldu ve karaya dönmek zorunda kaldı. Merada bir tek bizim tekne kalmıştı. Güneş iyice yükselmişti, canlı takımdan vazgeçip üç oltadan birini yemli takıma çevirmiştik ki güzel bir vuruş aldık. Porsiyonluk bir mercan olduğunu kafa darbelerinden belli eden balığın çektiğimizde bir kırma mercan olduğunu gördük. Bu bize umut vermişti, belki iri antenli mercanlar aşağıda bizi bekliyordu. Ava başlarkenki motivasyonu ve disiplini koruyarak bütün takımlarda canlı yeme döndük ve beklemeye devam ettik. Saat öğleni geçmiş rüzgar sertleşmişti ki beklediğimiz o heyecan verici büyülü vuruşu aldık. Yemi dipten kaldırırken balık bir anda takıma yapışmıştı. Eğlenceli bir mücadelenin ardından balığı kepçeleyip tekneye çıkarmayı başardık, bu nice senedir hayalini kurduğumuz yarım kilo üstü güzeller güzeli bir antenli mercandı. Meraya olan inancımız artmıştı bu balıkla beraber. Saat üçe kadar bu merada kaldık ve Burçin Abi 2 iri antenli mercan daha çıkarmayı başardı. Artık dönüş vaktimiz gelmişti. Dönüş yolunda tekne dalgalara biniyor adeta sörf yapıyordu. Öğleden sonra karaya geldik ve bu unutulmaz avı güzel fotoğraflar çekerek noktaladık. Toplamda 4 antenli ve bir kırma mercan aldığımız muhteşem bir av gerçekleştirmiş olduk. Bu avı mümkün kıldıkları için Burçin Abi’ye, Ahmet Kaptan’a ve oltamıza gelen gelmeyen bütün balıklara sonsuz teşekkürler. Daha nice avlarda tekrardan buluşmak dileğiyle. Oltanız suda balığınız bol olsun.


Daiwa Legalis Oceano 198 cm Max.180g

Okuma Azores Blue-4000

Sea Knight Monster W8 0,23mm (Hi Vis Yellow) + Daiwa J-Thread FC Leader 0,505mm


Savage Gear SGS2 193 Cm Max 120 Gr

Tica Titanclaw Tai Rubber


Okuma V-system 225cm 3-12g 

Okuma Ceymar c-25 (Spool: Okuma Inspira ISX-30b) 

Daiwa J-Braid 4x  0.07mm + Powerline Super Premium 0,22mm






















Bu blogdaki popüler yayınlar