Kayıtlar

Resim
07.06.2019 / Muğla – Hedefimizde spincilerin sevdası, Türkiye’de sportif balıkçılık anlamında ülkemizin en büyük zenginliklerinden levrek balığı vardı. Şu ana kadar hep bizden bir şekilde saklanmayı başarmış olan bu balık yıllardır her türlü çabamıza rağmen bize hiç karşılık vermemişti. Ama bu gidişata dur demenin zamanı gelmişti. Bugün O’nunla tanışmaktı amacımız. Bir önceki gün limanda tanıştığımız Mehmet Kaptan’la sabah 2’de buluşup 3’de yola koyulduk. Bir saat yol gittikten sonra meraya saat 4 gibi vardık. Deniz sütlimandı ve gün daha henüz ağarmamıştı. Mera çiftliklere yakın bir yer olduğundan pelet yem kullanacaktık. Kullandığımız takım hakkında da biraz bilgi verelim. Takım aslında bildiğimiz normal 3’lü yemli dip takımı fakat en alta armut kurşun yerine yaylı kurşun takıyoruz ve pelet yemi hamur haline getirip bu yaylı kurşunun etrafını ve kurşunu hiç boşluk kalmayacak şekilde bir güzel dolduruyoruz. Buradaki balıkçılar buna hamur basmak diyor. 3’lü takımın kösteklerine de pe...
Resim
05-06.06.2019 / Muğla – Belki bir ses, belki bir görüntü, belki bir hayaldir bazen en imkânsız gözüken hedefleri peşinden insanları sürükleyen, en ulaşılmaz gözüken yerlere ulaştıran, yapılmaz denileni yaptıran, olmaz denilen olur kılan. Belki kalama sesi, belki kamışın kafa atışlarıyla büküldüğünü görmek, belki de denizlerin tek hâkimleriyle iletişim kurma düşüncesi bizim yine eski meralara bir operasyon düzenlememiz gerektiğini haykırıyordu bizlere. Biz de bu haykırışa yanıtsız kalmayıp oltalarımızı hazırlayıp dalgaların o ulu dağların eteklerindeki koyları yüzyıllardır okşadığı, burunlarının yüzyıllardır en haşin akıntılara ve en hırçın dalgalara göğüs gerdiği, güneşin doğumunun ve batışının dünyanın başka hiçbir yerde olmayan bir kızıllıkla gökyüzünü boyadığı Güney Ege’ye doğru yola koyulduk. Hedef Muğla’ydı. Daha önce bizi güzellikleri ve müthiş doğasıyla hiç yalnız bırakmayan bu güzel yere gelmemizle oltalarımızı hazırlayıp akşam suyunu beklemeye başladık. Uzun ve sabırsızlıkla...
Resim
30.03.2019 / Çanakkale – Kış bitmiş doğa uyanıyordu biz verimsiz geçen bir kış sezonunun ardından oltalarımızla eski meralarımıza kendi uyanışımız için yol alırken. Mera yine bizi her zaman barındırdığı muhteşem yaşam ve geçmişiyle hiç yalnız bırakmayan Çanakkale’nin kristal mavisi sularıydı. Yol boyunca zıtlıklar birbirini tamamlıyordu. Yaşam ölümle, gece gündüzle, yeşil griyle, doğa insanla beraber bir zıtlık resmi çiziyor ama bu karşıtlıkların yarattığı düzen sayesinde mücadele ve oluş devam ediyordu. Heraklitos’un dediği gibi değişmeyen tek şey değişmenin kendisiydi. Doğada duran ve gelişmeyen ölmeye mecburdu. Duran her şey bu düzen resminden dışarı atılıyordu. Durmamak için oluş gerekliydi. Her gün değişen hava durumu, her yıl göç eden balıklar ve hayallerinden hiç vaz geçmeyip hep onların peşinden koşan biz amatör balıkçılar. Bunlar hep bu oluşun kanıtıydı. Bizim de hedefimizde bu sefer çok kutsal bir balık vardı. Latinlerin sarda sardası. Atlantik’in bonitosu. Akdeniz’in pamai...
Resim
22.12.2018 / Çanakkale – Ay ışığında kocaman gözleriyle gecenin karanlığını yarıp geçen gizemli gölgeler açık denizlerden kıyıya doğru akın ediyorlardı. Önlerine çıkan her şeye saldıran bu tarihi mucizevi canlılar kalamarlardı. Biz de uzun sayılabilecek bir aranın ardından yine Çanakkale’ye bu muhteşem güzellikteki kalamarlarla buluşmak için hava şartlarına rağmen doğru yola çıkmıştık. Kıtaları bir araya getiren bu efsanevi yere giderken ay ışığıyla yolumuzu aydınlatıyor, yapacağımız kalamar avı için bize şans diliyordu. Çanakkale'ye gelince hemen spin denemelerine başlamış ve bir adet yazılı hanos almayı başarmıştık. Güneş batmadan ortalama bir saat önce Kenan Kaptanla limanda buluştuk. Bir önceki gün limandaki diğer kaptanlar çok iyi kalamar almışlardı. Fakat hava dönmüş doğudan 12-13 knot hızından esiyordu. Biz her şeye rağmen kalamarlarla buluşmak istediğimizden hiç kalamar alamadan dönme riskini de göze alarak denize açılmaya karar verdik. Ağzı doğuya bakan limandan çıkmak b...
Resim
29.10.2018 / Çanakkale – Bir umut ışığı ile başlayan bir kıvılcım en büyük hayallere giden yolu aydınlatacak lambayı yakmak için yeterlidir bazen. Biz de bu akşam yanımızda sadece oltalarımız ve bir kıvılcım kadar umut ışığı alarak çıktık limandan. Hedefimizde sadece büyük balıklar değil hayallerimiz, amaçlarımız, uğruna emek verip ter döktüğümüz işin sonucunu almak vardı. Denize çıktığımızda baş başa kalmıştık bir kez daha ayın ışığının altında umutlarımızla elimizde oltalarımızla. Umutlarımızın bizi hayallerimize götürme potansiyeli olan bu taşlı yolda sadece oltalarımız vardı elimizde umut kıvılcımlarının yaktığı feneri tutmamızı sağlayacak. Ay bizi selamlarken bu düşünceler içinde gagalı kalamar zokalarımızı oltalarımızın ucuna taktık ve yemlerimiz teknenin 30 metre arkasından bizi takip edene kadar boşlayıp Çanakkale’nin Ay ışığı tarafından kutsanan kıyılarında ağır ağır ilerlemeye başladık. Hedefimizde gecenin sahipleri Ay’ın çocukları kalamarlar vardı. Ay gökyüzünde hiç olmadığ...
Resim
28.10.2018 / Çanakkale – Sonbaharın renkleri ormanları ve bozkırları bir ressam gibi turuncuya boyarken biz de kahvaltıdan sonra bu turuncu renge yeşil rengin çok yakışacağını düşündük ve uzun zamandır ziyaret edemediğimiz turna meramıza doğru yola çıktık. Yolda giderken bizi yalnız bırakmayan sincaplarla ve doğanlarla sonbaharın bütün renkleri bizi selamlıyorlardı. Dağları ve köyleri aşıp en sonunda meraya geldik. Meraya vardığımızda su seviyesinin her zamankinden çok daha az olduğunu gördük. Eskiden olta atmak için üstüne çıktığımız taşlar şimdi tepeler haline gelmişlerdi ve bu değişimin meradaki turnaların yemlerimizi görme ihtimallerini arttıracağını umarak takımlarımızı hazırlamaya başladık. Aynı zamanda bu avda yeni kamışımız Savage Gear Salt CCS 259 cm 15-42g ‘ı da deneme fırsatı bulacaktık. Daha fazla zaman kaybetmeden takımlarımızı alıp su kıyısına indik. Hava güneşli ve bulunduğumuz aya göre sıcak olsa da ara sıra sağanaklarla esen sert rüzgâr bu sıcaklığı hissetmemizi enge...
Resim
27.10.2018 / Çanakkale – Bir gün daha bitiyordu, güneş artık yorulmuş, bütün güzelliğiyle Kaz Dağlarının ardında yavaş yavaş gözden kayboluyordu. Gececi hayvanlar ağır ağır aktif hale gelmeye başlıyor kimileri de güneşle beraber ertesi gün uyanmak için uykuya dalıyordu yine bir Çanakkale akşamında. Biz de uzun bir aradan sonra bu muhteşem doğasıyla halen bozulmadan kalabilmiş ve böyle kalmakta direnen ekosistemiyle kalbimizdeki yerini ve bizim için olan anlam ve önemini hiçbir zaman yitirmeyecek meralarımıza dönmeyi başarmıştık. Bir günün daha bitmesiyle bu meralarımızda da gizli, sessiz ve karanlık hareketlenmeler başlamıştı. Dev gözleriyle kalamar balıkları en derin sulardan güneşin batışıyla beraber kıyıya doğru akına başlıyorlardı ve bütün geceyi kıyıda dağınık halde geçireceklerdi. Biz de bu akına bir merhaba demek üzere güneş batmadan ortalama bir saat önce Mercan Kenan Kaptanla limanda buluşup denize açıldık. Kalamarın bu akın zamanlarında onları yakalamanın en etkili yolu dip...