Kayıtlar

Resim
10-14.08.2019 / Çanakkale – Uzun bir aradan sonra oltalarımızı hazırlayıp Çanakkale’nin kristal mavisi sularına doğru yola çıktığımızda hedefimizde bu sefer kıyıdan güzel balıklar yakalamak vardı. Bu yüzden kıyı avına odaklanacaktık. Dağların arasından güneş doğarken ve güne hoşça kal derken at çek yaptık ama ilk üç gün küçük bir yazılı hani dışında ne gelen vardı ne de giden. Bunun üzerine bu civarlardaki tatlı su meramızı da yoklamaya karar verdik ve spin takımlarımızla daha önce çok güzel turnalar aldığımız yere doğru yola koyulduk. Meraya geldiğimizde bizi çok kuvvetli en az 25 knotluk bir rüzgâr karşıladı. Kesinlikle planda olmayan bu kötü hava şartları yüzünden oltalarımızı istediğimiz yerlere atamasak da 4 takip ve 3 vuruş alıp öğlene doğru avı sonlandırdık. Yine balık alamamıştık. O günün akşamı yanımızda getirdiğimiz 2 kg karidesle en azından mercan avlarız diye düşünüp daha önce güzel avlara imza attığımız Mercan Kenan Kaptan’a haber verdik. Fakat yine kuvvetli poyraz ve za...
Resim
01.08.2019 / İstanbul – Gündüz nereden bilecek gecenin anlattığı masalları. Bu bilinmezlikle karanlık arasındaki bir saatimizi olta atarak geçirmeye karar verdiğimizde hedef balığımızı belirlememiz hiç de zor olmamıştı o akşamüstü. İstanbul’un en cömert ve en gönlü bol balığı olan istavrit vardı hedefimizde. Bu hedefimize ulaşmak içinse güneşin batışını takriben bir saatlik bir zaman dilimi ayarlamayı başardık. İstavrit balıklarının avı için zaten en verimli zamandı bu. Gündüz ve gecenin yer değiştirmesi büyük şehrin küçük balıklarını, istavritleri kıyıya çağırıyordu bu zaman diliminde. Takımlarımızı hemen hazırlayıp LRF çantalarımıza çapari takımlarımızı ve birkaç küçük ağırlık doldurduk ve daha güneş batmadan yola koyulduk. Kamış olarak 20 gram civarı ağırlıklar kullanacağımızdan 15-42 atarlı spin kamışımızı, makine olarak da LRF avlarımızı için özel olarak modifiye ettiğimiz Ceymar c-25’i kullanacaktık. Makinanın orijinal kafasını çıkarıp yerine bir İnspira 30 kafası takmıştık. İl...
Resim
28.07.2019 / Kocaeli – Bugün olmaz yarın olur elbet sen kendi yolundan şaşma, demişti bir üstat. Bu av raporu ve tarihe oltayla atılmış bir imza niteliği taşıyan bu av, mevzubahis sözün doğruluğu kanıtlayacak niteliktedir.  Özellikle de ağzı olanın konuştuğu, herkesin herkese karışıp, tek bilenin ve doğru bilenin kendisi olduğunu sandığı günümüz dünyasında onlara hadlerini bildirmenin zamanı gelmiştir. Bu av bir milattır. Bu av bir meydan okumadır. En doğrusunu bilmiyorlar ve bildikleri şeyler yanlıştır. Bildiklerini zannettikleri şeyler kulaktan duyma ve gelenek dedikleri kokuşmuş değirmen tarafından öğütülmüştür. Hiyerarşik düzende güçlüye yalakalık yapmanın kendilerini yükseltecek yegâne merdiven olduğunu sananlara karşı bu av bir saldırıdır. Artık korkuttuklarından korkmalarının zamanı gelmiştir. Koydukları yasakları onlara yedirmenin zamanı gelmiştir. Olması gerekeni değil doğru olanın yapılmasının zamanı gelmiştir. Bütün bu düşüncelerle bu ava başlamıştık sıcak bir İzmit ...
Resim
19-20.07.2019 / Edirne – Kaderimizi başımıza ne geldiği değil başımıza gelenler karşısında bizim nasıl tepki verdiğimiz belirler. Bu anlayışla çıkmıştık bu sefer yine karanlık içindeki arayışımıza. Gecenin içinde yol göstericimiz gökyüzündeki ay ve yıldızlar yakıtımız inancımız olacaktı. Her şeyi arkada bırakacaktık bir av boyunca. Bütün dost ve düşmanlarımızı. Yanımızda yoldaşlarımız oltalarımız olacaktı sadece. Hata ve pişmanlıklar gelmeyecekti bizimle bu ava. Duygular ve umut gelecekti. Çünkü intikam alma fırsatını zaman bize bir gün sunduğunda almayacaktık intikam ama unutmayacaktık da. Bütün bu duygu ve düşüncelerle karanlığın içinde ok gibi fırladık meraya doğru 19 Temmuz günü öğleden sonra. Hedefimizde sudak balıkları vardı. Bizi geçen yıl hiçbir avda boş göndermemiş bu sudak balıklarına olan sonsuz saygımızla bu avda yakaladığımız bütün balıkları salmaya daha sefere çıkmadan karar vermiştik.   Spin takımlarımızı kullanacaktık. Daha önce Muğla’da gerçekleştirdiğimiz avl...
Resim
9-10.07.2019 / Muğla – Bir gün bir balık suda kaybolmuş. Yıllar boyu içinde yaşadığı su artık ona farklı gelmeye başlamış. Eski dalgaları, eski akıntıları, o içinde yaşadığı suyun eski rengini artık tanıyamaz olmuş. En büyük sevdalısı olan suyunu kaybeden bu balık onu aramaya çıkmış. Yıllardır yaşadığı yerden çıkıp suyunu bulmak içi uzun bir yolculuğa çıkmış. Suyun kendisini terk ettiğini düşünmüş ilk önce ama sonra kendisinin onun canını sıkacak bir şey yapmış olabileceği aklına gelmiş. Belki benim yüzümden değildir bu terkediş, sorun suyun kendisindedir diye düşünmüş. Belki bozulmuştur su; benim içinde mutluca yıllardır yüzdüğüm, içinde arkadaşlarla sardalya sürülerini kovaladığım su belki artık kirlenmiştir diye düşünmüş. Kafasında bu sorular ve şüphelerle denizleri, okyanusları ve boğazları dolaşmış. O suyu bir daha hiç bulamamış ve yıllar seneler sonra evine geri dönmüş. O kirlenmiş suyun içinde yaşamayı kabulleneceğime suyumu kirletenleri bulup onlarla savaşırım diye düşünmüş v...
Resim
07.06.2019 / Muğla – Hedefimizde spincilerin sevdası, Türkiye’de sportif balıkçılık anlamında ülkemizin en büyük zenginliklerinden levrek balığı vardı. Şu ana kadar hep bizden bir şekilde saklanmayı başarmış olan bu balık yıllardır her türlü çabamıza rağmen bize hiç karşılık vermemişti. Ama bu gidişata dur demenin zamanı gelmişti. Bugün O’nunla tanışmaktı amacımız. Bir önceki gün limanda tanıştığımız Mehmet Kaptan’la sabah 2’de buluşup 3’de yola koyulduk. Bir saat yol gittikten sonra meraya saat 4 gibi vardık. Deniz sütlimandı ve gün daha henüz ağarmamıştı. Mera çiftliklere yakın bir yer olduğundan pelet yem kullanacaktık. Kullandığımız takım hakkında da biraz bilgi verelim. Takım aslında bildiğimiz normal 3’lü yemli dip takımı fakat en alta armut kurşun yerine yaylı kurşun takıyoruz ve pelet yemi hamur haline getirip bu yaylı kurşunun etrafını ve kurşunu hiç boşluk kalmayacak şekilde bir güzel dolduruyoruz. Buradaki balıkçılar buna hamur basmak diyor. 3’lü takımın kösteklerine de pe...
Resim
05-06.06.2019 / Muğla – Belki bir ses, belki bir görüntü, belki bir hayaldir bazen en imkânsız gözüken hedefleri peşinden insanları sürükleyen, en ulaşılmaz gözüken yerlere ulaştıran, yapılmaz denileni yaptıran, olmaz denilen olur kılan. Belki kalama sesi, belki kamışın kafa atışlarıyla büküldüğünü görmek, belki de denizlerin tek hâkimleriyle iletişim kurma düşüncesi bizim yine eski meralara bir operasyon düzenlememiz gerektiğini haykırıyordu bizlere. Biz de bu haykırışa yanıtsız kalmayıp oltalarımızı hazırlayıp dalgaların o ulu dağların eteklerindeki koyları yüzyıllardır okşadığı, burunlarının yüzyıllardır en haşin akıntılara ve en hırçın dalgalara göğüs gerdiği, güneşin doğumunun ve batışının dünyanın başka hiçbir yerde olmayan bir kızıllıkla gökyüzünü boyadığı Güney Ege’ye doğru yola koyulduk. Hedef Muğla’ydı. Daha önce bizi güzellikleri ve müthiş doğasıyla hiç yalnız bırakmayan bu güzel yere gelmemizle oltalarımızı hazırlayıp akşam suyunu beklemeye başladık. Uzun ve sabırsızlıkla...